Alevilerin toplumsal tarihini niteleyecek en çarpıcı husus belki de inançlarını hiçbir zaman özgürce yaşayamamış olmalarıdır. Bu toplum hemen her zaman kısıtlayıcı siyasal koşullarda kendini gizleme refleksiyle hareket etmiş ve kültürel geleneğini ağır bedeller ödeyerek sürdürebilmiştir. Artık günümüzde cemevlerinin daha kapsamlı ve çevresini de sosyal işlevleriyle ören çok amaçlı mekanlar olarak göstermesi gerektiğine inanmaktayız.
Önemli olan bu ibadethanelerin Alevi'lerin inançlarının bir parçası olarak sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılayan ,onların dünya görüşlerinin yansıtıldığı, sembolik ve simgesel değerlerin çok fazla abartılmadığı, mütevazi, insan ölçeğinde, doğaya ve çevreye saygılı tasarımların nasıl yaratılacağıdır.
'' Yol bir sürek bin bir'' deyişinde anlatıldığı gibi kendi içinde çok sesliliği barındıran, farklılıklara izin veren demokratik bir anlayışa sahip olan Alevilik ile ilgili bir yapı tasarlarken tipolojik bir yapı yaratmak yerine sürekli gelişim ve değişimi savunan, biçimsel formlar oluşturmadan yapılacağı yerin ne istediğine bağlı olacak bir tasarım oluşturmaya çalıştık.
Yukarıdaki kabulden yola çıkarak Aleviliğin ritüellerini karşılayacak bir yapı ile yapının yapılacağı yerin ne istediği arasındaki ilişkinin kurulması gerektiğine inanmaktayız. Bu yüzden tasarımımızı iki konu özelinden aktaracağız. Birincisi alanın-arazi içinde yerleşimin oluşması için fiziki ve beşeri coğrafya, ikinci meraklısı için alevi düşünceleri ile kurduğumuz bağlamsal bilgi.
Date : 15.10.2015
Title : Beylikdüzü Cemevi
Client : Beylikdüzü Municipality
Location : İstanbul
Area : 3120 m²
Status : 2nd Mention Prize