Kent; fiziksel çevre, doğal çevre, kentli ve kentlinin günlük hareketi-faaliyetleri ile şekillendiği bir bütündür. Kentin fiziksel çevresi, kentteki sosyal yaşantıyı şekillendirdiği gibi, sosyal yaşantı da fiziksel çevrenin dönüşümünde ve gelişiminde direkt etkilidir. Doğal çevre ile kentli hareketi arasında da benzer bir durum vardır. Tüm bunlar, yeni ihtiyaçlar yaratarak kentin hareketli halinin sürekliliğini sağlar. Bu süreklilik durumunda kent; bilgi üretir, sanat üretir, kültür üretir. Aksi halde kent tanımsız bir boşluk tarifler ki o da kent değildir.
Lüleburgaz Trakya’nın coğrafi merkezinde, orta ölçekli bir şehridir. Tarihi ve Kültürü; Trakya kültürü, Ege ve Balkan kültürleriyle ilişkilidir. Lüleburgaz' ın, yüzyıllardır barındırdığı bu farklı kültür birikimi ve olgun sosyal yapısına uygun olarak, insancıl ölçek ve insalcıl mahalle, sokak ve binalardan oluşmuşluğu bizim için çok önemlidir. Çünkü mahallelerin ortak özelliği, zengin-yoksul ve kamusal-özel ayrımını olabildiğince yapmaksızın, abartılmamış yapılardan oluşmuş olmalarıdır. Kent, insanının mimarisine de yansıttığı, algılanabilir ve insanın ruhunu temizleyen onunla bütünleşen bir hissiyat üzerine temellenmelidir. Lüleburgaz kenti bazı Anadolu şehirlerinin kapıldığı büyük, simgesel binalar yapma hevesinin aksine, yukarıda anlattığımız hissiyatlarını devam ettirme üzerine uygun binalarla gelişimini sürdürmelidir. Öneri tasarım, kentlinin alışageldiği ve kendini huzurlu hissettiği insani ölçeğe saygılı bir çevre ve yapılaşma sunma üzerinedir. Tüm bu olgulardan yola çıkarak tasarıma büyük ölçekten bakmayı doğru buluyoruz.